Kahramanmaraş'ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Güzelyurt Mahallesi'nin ilk yerleşim yeri, iki büyük depremde büyük yıkıma uğradı. Yakınlarını kaybeden depremzede vatandaşlar, gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattı. 65 gün geçti, gözyaşları dinmedi: Evlerin
Kahramanmaraş'ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı yaklaşık 300 hanenin bulunduğu Güzelyurt Mahallesi'ndeki evlerin yarıdan fazlası iki büyük depremde yıkıldı. Çok sayda can kaybının olduğu mahallede ikamet eden vatandaşlar, kurdukları çadırlarda günlük yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Bazı vatandaşlar da güvenli gördükleri yerleşim yerlerine göç etmek zorunda kaldı.
Yıkılan binalar arasında mahallenin camisi yerle bir olurken, minaresi hafif hasarlı olarak ayakta kaldı. Mahallenin her sokağında bulunan evlerin çoğu kullanılamaz hale geldi. Ağır hasarlı evlerde kontrollü yıkılacaklar arasında olduğu belirtildi. Tek katlı taştan yapılan bazı evlerin de depremden hasar almadığı görüldü. Enkazdan çıkarılan otomobilin hurda hali ise dikkat çekti. Deprem sonrası mahallede beyaz bir ışık saçıldığını ifade eden Mustafa Kavuzkoz, "Karı koca iki kişiydi burada, cenazemizi oradan aldık. Deprem olduğunda çıktık. Beyaz bir ışık vardı. Caminin yıkıldığını gördük. Kar yağıyordu yağmur vardı. Üşüdük arabalara girdik. Şu ev benim ev. Çocuklar çıkmadan ben çıkmak istemedim" dedi. Enkaz altında tek oğlu olan Muhammed'in hayatını kaybettiğini belirten Fatma Irdoğu (82) "Deprem olduğunda oğlum başka yerdeydi evliydi çocuğu vardı. Gelinin ailesi de 12 kişiydi hepsi öldü. Oğlum enkazın altında kaldı. Bir tane oğlum vardı. 3 kız ile bir oğlum vardı" diye konuştu. Büyük bir deprem yaşadıklarını anlatan Fatma Gülpınar (60), kızı Tülay (46), torunları Fatma (10) ve İkra Çetin'in (11) depremde hayatını kaybettiğini söylediGülpınar, "Biz yıkıldık o merdivene düştü ben de salona düştüm. Sürüne sürüne indik aşağıya. Duvardan kafama birket düştü. Kızım Tülay'ın iki kızı vardı. 11 yaşında biri 10 yaşında da diğeri. Yavrularımın 3'ü bir öldü. Kardeşleri kazma kürek ile aradı. Çok perişan olduk. Durumumuz çok kötüydü daha da unutamıyoruz. Bu yavrum öksüz kaldı kimsesi yok. Depremden önce babası da öldüydü. Ne yapacağımızı şaşırdık Allah'tan geldi kulundan gelmedi. Çocuklarıma çok üzülüyorum, çocuklarım her şeyden önemliydi" şeklinde konuştu.
Depremde ağabeysi ve yengesini kaybeden Fahri Kavuzkoz ise, "Köyün en yerlisiyiz buradan ilk yerleşim yeriydi merkezinde bir şey kalmadı. Ağabeyim ve yengem enkaz altında kaldı" ifadelerini kullandı.
Evi silah fabrikasına çevirmişler
Emekli Sandığı’ndan aylık alanlar hesaplarınızı kontrol edin
KIRIKKALE'DE NÖBETÇİ ECZANELER HANGİLERİ?