Özaydın: “7 milyon çocuk yoksullukta”

KALKINMADAN SÖZ EDEMEYİZ

Başkan Özaydın, “Türkiye’de 22 milyon çocuğun üçte biri, yani 7 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 2 milyon çocuk ise açlık sınırının altında. Çocuklarınızı aç bırakıyorsanız, fırsat eşitliğini yok ediyorsunuz. Aç bir çocuk ne öğrenebilir ne de hayal kurabilir,” dedi.

İl Başkanı Özaydın, çocuk yoksulluğunun yalnızca bugünü değil, yarınları da etkilediğini vurguladı: “Yetersiz beslenme, sağlık hizmetlerine erişememe, düşük eğitim düzeyi ve beceri eksikliği kuşaklar boyu yoksulluğu yeniden üretiyor. Bu kısır döngüyü kırmadan kalkınmadan söz edemeyiz.”

TOK KARNINA OKULA GİTMESİYLE BAŞLAR

Başkan Özaydın, ücretsiz okul yemeği uygulamasının bir sosyal politika aracı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Ücretsiz okul yemeği sadece bir tabak sıcak yemek değil; gelir adaletsizliğinden kaynaklanan eşitsizlikleri azaltan güçlü bir sosyal destek mekanizmasıdır. Bugün dünyada 109 ülke öğrencisine en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek veriyor. Okul yemeğine yapılan her 1 dolarlık yatırım, ülkeye 7 ila 35 dolar arasında sosyal ve ekonomik katkı sağlıyor.” İl Başkanı Özaydın, açlık sorununun eğitim başarısızlığının ana nedeni haline geldiğini vurguladı: “Protein alamayan çocukların zekâsı ve fizyolojisi gelişmiyor. Aç bir çocuğun derse odaklanması, öğrenmesi, hayal kurması beklenemez. Eğitimde başarı, önce çocukların tok karnına okula gitmesiyle başlar.” Özaydın, bugünkü iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek, “Çılgın projelerle övünenler, çocuklarının aç karnına okula gittiği bir ülke gerçeğini gizleyemez. Eğitimde fırsat eşitliği, önce sofrasına ekmek koyabildiğiniz çocuklarla mümkündür,” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLAR TOK, GELECEK AYDINLIK OLACAK

İl Başkanı Özaydın, Anahtar Parti’nin çocuk yoksulluğu ve beslenme sorununa dair somut çözüm önerilerini şöyle sıraladı: 1-Her Okulda Ücretsiz Kahvaltı Programı: Devletin asli görevi, her çocuğun güne tok başlamasını sağlamaktır. Tüm devlet okullarında her sabah ücretsiz, dengeli kahvaltı verilmelidir. 2-Beslenme Bütçesi Eğitimin Parçası Olmalı: Eğitim bütçesinde her öğrenci için yıllık beslenme ödeneği ayrılmalı, bu kaynak doğrudan okullara aktarılmalıdır. 3-Yerel Üreticiyle İş Birliği: Okullarda verilecek gıdalar, bulunduğu ilin yerel üreticilerinden ve kooperatiflerinden temin edilerek hem çocuklar hem çiftçiler desteklenmelidir. 4-Okul Kantinlerinde Sağlıklı Gıda Denetimi: Kantinlerde şekerli, işlenmiş gıdalar yerine, besleyici ve yerli üretim ürünlerin satışı zorunlu hale getirilmelidir. Özaydın açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Biz Anahtar Parti olarak çocuklarımızın en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek hakkını savunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu bir lütuf değil, haktır. Bir ülkenin geleceği, sabah tok karnına derse başlayan çocuklarının gözlerindeki ışıktadır — o ışığı söndürmeye kimsenin hakkı yoktur.”